CEMAAT VAKIFLARI
Cumhuriyet öncesinde gayrimüslim Türk vatandaşlarının oluşturduğu hayır kurumlarıdır. 1936 yılında; düzenledikleri beyannameler ile Vakıflar Genel Müdürlüğündeki kütüğe tescil ve kayıtları yapılmıştır. Böylece, cemaatlere ait bu hayır kurumları “vakıf" olarak kabul edilmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Kanununun 3. maddesine göre cemaat vakfı “Vakfiyeleri olup olmadığına bakılmaksızın 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince tüzel kişilik kazanmış, mensupları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Türkiye'deki gayrimüslim cemaatlere ait vakıflar" olarak tanımlanmıştır. Bu vakıflar, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 4. maddesine göre ayrı ayrı özel hukuk tüzel kişisi olup; aynı kanunun 6. maddesine göre de kendi mensuplarının seçtiği yönetim kurulları tarafından yönetilirler.
Türk Medeni Kanununa göre belli bir cemaati desteklemek amacıyla vakıf kurulması mümkün olmadığından; yeni cemaat vakfı kurulması da hukuken mümkün değildir.
Cemaat vakıfları yönetim kurulu kararıyla mal edinebilirler ve malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilirler. (Kira, intifa, üst hakkı vb.)
Cemaat vakıflarına başlangıçta özgülenen mal ve haklar, vakıf yönetiminin başvurusu üzerine, haklı kılan sebepler varsa, Denetim Makamının görüşü alınarak mahkeme kararı ile sonradan iktisap ettikleri mal ve hakları ise bağımsız ekspertiz kuruluşlarınca düzenlenecek rapora dayalı olarak vakıf yetkili organının kararı ile daha yararlı olanları ile değiştirilebilir veya paraya çevrilebilir.
Cemaat vakıflarına ait, kısmen veya tamamen hayrat olarak kullanılmayan taşınmazlar, vakıf yönetiminin talebi halinde Meclis kararıyla; aynı cemaate ait başka bir vakfa tahsis edilebilir veya vakfın akarına dönüştürülebilir.
Cemaat vakıfları Türkiye'deki diğer vakıflar gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmektedir.
Cemaat Vakıflarıyla İlgili Yapılan Düzenlemeler;
Türkiye'de yerleşik azınlıkların hakları Lozan Antlaşması ile teminat altına alınmıştır. Bu çerçevede; 1935 Aralık ayında yürürlüğe giren 2762 sayılı Vakıflar Kanununa istinaden 1936 yılında vakıflar idaresine hesap vermemiş olan bütün mütevelliler veya mütevelli heyetlerine üç ay süre verilerek beyanname vermeleri istenmiştir. “1936 Beyannamesi" olarak anılan bu beyannamelerde gayelerini yürütmek için lüzumlu mevkufat açıklanmış ve hayra tahsis edilmiş malları (hayratları) ile bunlara gelir temin eden malları (akarları) gösterilmiştir. Beyannameleri veren vakıflara ait tüzel kişilikler, günümüz hukukunda kendi cemaat mensuplarınca seçilen yöneticilerle idare edildiklerinden dolayı “cemaat vakfı" olarak tanımlanmaktadır. 1936 Beyannamesi gereği, tapuda kayıtlı mülk sahibinin kim olduğuna bakılmaksızın beyannamelerinde beyan ettikleri tüm taşınmazların kendi adlarına tapuda tescil edilmelerine imkân sağlanmıştır. Bu düzenleme ile Lozan'da azınlık olarak haklar elde eden cemaatler verdikleri beyanname ile hem cemaat vakfı olarak adlandırılmış, hem de sahip oldukları taşınmazları tapuda kendi adlarına kaydetme imkânına kavuşmuşlardır.
Cemaat vakıfları 1936 yılından itibaren 1974 yılına kadar bağış, vasiyet ve satın alma yoluyla taşınmaz mal edinmişlerdir.
1974 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı sonrası cemaat vakıflarınca 1936-1974 yılları arası bağış, vasiyet ve satın alma yoluyla edinilen taşınmazlar tekrar eski maliklerine iade edilmiş, bu malların bir kısmı Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü veya üçüncü şahıslara geçmiştir.
Gerek 1936'dan sonra edindikleri taşınmazların eski maliklerine devredilmesi, gerekse 1936 beyannamelerinde beyan edilen taşınmazların tapuya tescillerinde yaşanan sorunlar ve benzer problemleri çözmek için ilk defa 2003 yılında AB uyum yasaları (4771 ve 4778 sayılı kanunlar) çerçevesinde düzenleme yapılmıştır.
4771 ve 4778 sayılı kanunları ile yapılan düzenlemede ; Cemaat Vakıflarının vakfiyesinin olup olmadığına bakılmaksızın taşınmaz mal edinmeleri ve taşınmaz malları üzerinde tasarrufta bulunabilmeleri sağlanmış ve
- 365 adet taşınmaz mal, vakfı adına tescil edilmiştir.
2008 yılında yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun Geçici 7. Maddesi ile ;
1936 beyannamelerinde kayıtlı olup, halen tasarruflarında bulunan nam-ı müstear veya nam-ı mevhumlar adına kayıtlı taşınmazlar ile mal edinememe gerekçesi ile Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçen taşınmazların vakıfları adına iadesi öngörülmüştür.
5737 sayılı Vakıflar Kanununun Geçici 7. Maddesine ile yapılan düzenlemede ;
- 181 adet taşınmaz mal vakfı adına tescil edilmiştir.
Ayrıca;
- 150 adet taşınmazın tapuda isim tashihi yapılmak suretiyle mülkiyet sorunu çözümlenmiştir.
Her iki düzenlemenin uygulaması esnasında görülen eksikliklerden, 1936 beyannamesinde kayıtlı olup, malik hanesi açık olan taşınmazlar, kamulaştırma, satış ve trampa dışındaki nedenlerle Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediye ve il özel idaresi adına kayıtlı taşınmazlar, kamu kurumları adına tescilli olan mezarlıkları ve çeşmelerin vakıfları adına tapuya tescilleri ile Cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olan taşınmazların rayiç bedelinin vakıfları adına ödenmesi gibi sorunların çözümü için 5737 sayılı Vakıflar Kanununa 27.08.2011 tarihinde geçici 11. madde eklenmiştir. Yapılan bu düzenleme ile cemaat vakıflarının 1936 beyannamesinde kayıtlı olan taşınmazları ile sonradan edinilen ve üçüncü şahıslara geçen taşınmazlarına ilişkin mülkiyet sorunlarının çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
5737 sayılı Vakıflar Kanununun Geçici 11. Maddesi ile;
“Cemaat vakıflarının;
a) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup malik hanesi açık olan taşınmazları,
b) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamulaştırma, satış ve trampa dışındaki nedenlerle Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediye ve il özel idaresi adına kayıtlı taşınmazları,
c) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamu kurumları adına tescilli olan mezarlıkları ve çeşmeleri,
tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on iki ay içinde müracaat edilmesi halinde, Meclisin olumlu kararından sonra, ilgili tapu sicil müdürlüklerince cemaat vakıfları adına tescil edilir.
Cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Genel Müdürlük adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığınca tespit edilen rayiç değeri Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir." hükmünü içermektedir.
5737 sayılı Vakıflar Kanununun Geçici 11. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 01/10/2011 tarih ve 28071 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu kapsamda yapılan başvurulara ilişki değerlendirmeler 2014 sonu itibarıyla sonuçlandırılmıştır.
5737 sayılı Vakıflar Kanununun Geçici 11. Maddesi ile yapılan düzenlemede ;
- 333 adet taşınmaz malın vakfı adına tesciline,
- 21 adet taşınmaz için bedel ödenmesine karar verilerek çözüme ulaşılmıştır.
Ayrıca;
5737 sayılı Vakıflar Kanununa 27.03.2018 tarihinde eklenen Geçici 13. Madde kapsamında kalan mezarlık ve ibadethane (kilise, manastır, vb.) vasıflı 55 taşınmazın mülkiyeti 4 Süryani vakfına devredilmiştir.
Yukarıda belirtilen düzenlemeler ile 2003-2018 yılları arasında
TOPLAM;
- 1084 tanınmaz malın cemaat vakıfları adına tesciline,
- 21 taşınmaz malında cemaat vakıflarına bedelinin ödenmesine karar verilmiştir.
Diğer taraftan cemaat vakıflarının talebi ile atıl vaziyette kullanılmayan okul vasıflı hayrat taşınmazlar, gelir getirici akara dönüştürülmektedir.
Cemaat vakıfları, Vakıflar Genel Müdürlüğünün en üst karar organı olan Vakıflar Meclisinde kendilerinin seçtiği 1 temsilci ile temsil edilmektedir.
29.12.2020 tarihinde yapılan V. dönem Vakıflar Meclisi seçimleri sonucunda Vakıflar Meclis Üyesi seçilen Süleyman Can Ustabaşı, Cemaat Vakıflarını temsilen bu görevi yürütmektedir.
Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce, farklı dinlere mensup vatandaşlarımız tarafından kullanılan ibadethaneler onarılmaktadır.
Onarımı Yapılan Taşınmazlar
• Edirne Merkez Havra (Büyük Sinagog)
• Balıkesir Gökçeada Aya Nikola Kilisesi
• Balıkesir Gökçeada Ayamarina Rum Ortodoks Kilisesi
• Hatay İskenderun Süryani Katolik Kilisesi (Vakıflar Meclisi kararıyla İstanbul Süryani Katolik Vakfına tahsis edildi.)
• Hatay İskenderun Rum Katolik Kilisesi (Vakıflar Meclisi kararıyla Antakya Rum Katolik Kilisesi Vakfına tahsis edildi)
• Diyarbakır Sur Ermeni Protestan Kilisesi
• Diyarbakır Sur Ermeni Katolik Kilisesi
• Gaziantep Nizip Fevkani Kilisesi
• Gaziantep Şahinbey Havra
• Balıkesir Ayvalık Cunda Taksiyarhis (Ayanikola ) Kilisesi
• Hatay Arsuz Mar Yuhanna Kilisesi
• Hatay Yayladağı Rum Ortodoks Kilisesi
• Antalya Alanya Hıdırellez (Saint George) Kilisesi (Vakıflar Meclisi kararıyla Alanya Belediyesine Tahsisli)
• Çanakkale Gökçeada Kaleköy Manastırı
• Bursa Osmangazi Fransız Kilisesi
• Edirne Merkez İtalyan Kilisesi
• İstanbul Fatih Aya Yorgi (Rum Ortodoks) Kilisesi
• Adıyaman Merkez Mor Petrus- Mor Pavlus Kilisesi
• Kilis Merkez Havra
• İstanbul Fatih Kastoria Sinagogu
Onarımı/Restorasyonu Devam Eden Taşınmazlar
• İstanbul Fatih Turisina Manastırı (ve Kütüphanesi)
• İstanbu Beyoğlu Sina Baldukyasko (Terra Santa) Kilisesi
• İstanbul Beşiktaş Andonyan Manastırı
Projesi Hazırlanmakta Olan Taşınmazlar
• Hatay Samandağ Yoğunoluk Köyü Ermeni Kilisesi